17 Ocak 2009 Cumartesi

YİNE SENSİZ GECTİ BUGUN

Bugün de sensiz geçti.Yine tadı yoktu gezdiğim yerlerin. Ne yeşilin yeşilinde buldum huzuru ne de uçuşan kelebeklerin renk cümbüşü kanatlarında. Gerçi hüzün de yoktu sensizliğin kol gezdiği bu yerlerde. Bütün manalarından soyunmuş yalın bir hayattı çevreleyen. Anladım ki yokluğunda seni yaşamak zor olacak. Anladım ki zor olanı yaşamak aşkı büyütecek. Ve yine anladım ki aşk, manası çözülemeyen sözlerde ifade

 bulacak.Ne zaman bir şarkı duysam aşktan yana, ya da bir film seyretsem içinde sevda geçen, o an bir duygu kasırgası sarar bütün benliğimi। Yüreğimin başını ince bir sızı sarar. Gözlerim uzaklarda bir noktaya takılır da geçmiş günlerin hatırasıyla avunur ruhum. Dağların tepelerindeki kar yığınlarından beslenen pınarlar gibi sevdanla beslenen ruhum yokluğunda çektiği ıstırabı bir ödül olarak kabullendi. Sensiz yaşamaya mahkum edildiğim zamanların inadına seni bulduğum zamana minnet duyuyorum.
İnsan umut ettiği müddetçe yaşarmış. Umut, her gün doğumunda, gün ışıklarıyla dolar odama.Bahçemde yeni açmış bir çiçek, ağacımın dalında minik bir serçe, ya da bilmediğim bir evde beşiğinde uyuyan bebeğin yanağında pembe bir gülümseme olur. Umut, satıcıların çığlıklarında gezinir sensiz sokaklarda. Ya da bir dilencinin minnet dolu bakışlarında süzülür. Umut, sen olduğun için umuttur. Ve gün akşama varmadan maviye boyanır bütün umutlar. Mavi, sen sevdiğin için bütün renklerin ana rengidir. Sonra bütün beklentilerin en can alıcı yerinde sesin duyulur. Süzme bal şerbeti tadında ılık ılık sarar bütün ruhumu. Her kelime ayrı bir mana yüklenir de, her mana hayatıma şekil verir. Umut etmenin, umutla beklemenin bir doyumsuz ödülüdür duyduğum ses. Zaferden yeni dönen mağrur komutan adına düzenlenen şölenler bu ödülle boy ölçüşemezler.Adına anıtlar dikilen hiç kimse böylesi ödüle layık görülmemiştir. Hiç kimse tatmamıştır benim tattığım zevki.

Gece mavi hayallerle iner şehrin üstüne. Mavi karanlıklarda sen dolarsın odamın yalnızlığına. Bütün eşyalar mahzun bakışlarında ışıltılı çiçeklere döner. Yıldız yıldız göky

üzüne ulaştığında aynı mehtabı seyretmenin iç huzurunu yaşarım. Samanyolunda başlayan aşk şarkıları evrenin bütün galaksilerinde adını söyler. Bilirim ki kalp atışlarım sana kadar u

laşır. Bilirsin ki bu nazenin atışlarda yine adın fısıldanır. Seninle başlayan gece, rüya aleminin maviliğinde yine seninle devam eder. Avuçlarının sıcaklığı sarar bedenimi.Binlerce volkan birden hayata geçer. Sarhoşluğun beni benden alırda yalnız ikimiz için yaratılmış bir dünyaya sürükler.

Bütün günü seninle yaşamak hayatı dolu dolu yaşamaktır. O gözlerindeki efsunkar bakış, o dudaklarındaki yakan sıcaklık, o ellerinde hayat bulduğum tatlı okşamalar ve bütünüyle sen... İşte beni var eden....Bütün bu satırlardan sonra şayet “deli” olduğumu düşünüyorsan haklısın. Çünkü ben aşkınla deliyim. Unutma ki aşk delileri bütün suçlardan arınmıştır. Suç deli olanın değil, onu deli edenindir. Ben zindanlarında çile çekmeye de, zincire vurulmaya da razıyım. Bu aşk delisinin hürriyeti yine bu zincirlere vurulmakla mümkündür.