19 Ocak 2009 Pazartesi

HAYAT İNSANLARA NELER ÖĞRETİYOR

Hayatın bana birşeyler öğrettiğini ve bunları yazmam gerektiğini öğrendim. Mesela; İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim. Yapabileceğin tek şey sevilebilecek biri olmak. Gerisi onlara kalmış İnsanları ne kadar düşünürsen düşün, onların seni o kadar düşünmedikl
erini öğrendim. Ve insanlar seni ne kadar severse sevsin günü geldiklerinde isminden bile nefret edebildiklerini öğrendim. Güven elde edebilmek için yılların gerektiğini, ama y
ok etmek için saniyelerin yettiğini öğrendm. Önemli olanın hayatındaki eşyaların değil, hayattaki kişilerin 
olduğunu öğrendim. İnsanın ancak 15 dakika çekici olabildiğini, ondan sonra alışıldığını öğrendim. Güzelliğin tek başına beş para etmediğini ise zamanla öğrendim.İnsanlar için olayların değil, onların önemli olduklarını öğrendim. İnsanların değişebildiğini öğrendim. Herkesin
 hakkettiği gibi yaşadığını öğrendim. Her ne kadar ince kesersen kes, kestiğinin her zaman iki yüzü olacağını öğrendim. İnsanların bir çoğunun hep kaybetmek için yaşadıklarını öğrendim. Sevdiğin kişilere sevgi dolu sözler söylemen gerektiğini, çünkü belki bu onları son görüşün olabileceğini öğrendim. Her ne kadar sevdiğini çok düşünsen de, yine de gidebileceğini öğrendim. Her ne kadar o seni çok düşünse de, yine de gidebileceğini öğrendim. Ve her ne kadar sevdiğini çok düşünsen de zamanı geldiğinde seninde gidebileceğini öğrendim. Ve gittiğim yeni yerlere eskiden bazı şeyleri götürmemeyi öğrendim. Dosta tevazu etmeyi, gurur yapmamayı öğrendim. İnsanların kendilerini ak kaşık saymak için kara yalanlar söyleyip, bu yalanlara kendilerini bile inandırabildiklerini öğrendim. İnsanların haklı durumdayken kendi sözleri yüzün
den haksız duruma düşebildiklerini öğrendim. Yılların değil de, acıların bizi büyüttüğünü öğrendim. Hep çocuk kalmak isterken kazayla nasılda büyüdüğümü öğrendim. Ne kadar büyüsem de içimde ki çocuk heyecanının hep bir şekilde kaldığını öğrendim. Çocukları ise çook sevdiğimi öğrendim. Öğrendiğim bazı şeylerin yanlış olsa da beni ben yapan şeyler olduğunu öğrendim. İnsanların seni hep hesapsız sevdiğini, ama bunu nasıl göstereceklerini bilemediklerini öğrendim. Sinirlendiğimde gerçekten buna değse bile asla acımasız olmamam gerektiğini öğrendim. Gerçek dostluğun ve gerçek aşkın arada uzak mesafeler olsa bile büyüdüğünü öğrendim. İnsanların şartlanmalar ile aşık olabildiğini ve aslında şartlanmalar ile aşık olunamayacağını öğrendim. Hayatta zamanın ne manaya geldiğini babaannemde öğrendim, (ömür bir ikindi vakti kadar bile yokmuş.) Sigaranın ve alkolün benden aynı zamanda şu anda ki ve gelecekte ki ailemden de uzak olması gerektiğini öğrendim.Restleşmelerin ve gururun kurbanı olmuş tatlı aşkların ve dostlukların nasıl ziyan olduğunu öğrendim. Eğer o gün öyle olmasaydı Bugün, Belki, Keşke sözlerini kendimden ve bir çok insandan duydum; insanların pişman olabildiklerini ama bunu çoğu kez itiraf edemediklerini öğrendim. Eğer pişmansam bunu çekinmeden dile getirmeyi ve insanlardan eğer gerekiyorsa ne olursa olsun için özür dilemem gerektiğini öğrendim. Gerçek aşkı bulursam kaybetmemem gerektiğini ikinci bir şansı olmamış insanla
rdan öğrendim. Sözlere değil de hareketlere ve gözlere inanmayı öğrendim. Birisinin seni istediğin gibi sevmemesi, onun seni tüm benliğiyle sevmediği anlamına gelmediğini öğrendim. En mutlu olduğum anların sevdiklerimi mutlu edebildiğim anlar olduğunu öğrendim. Bir arkadaşın ne kadar iyi olursa olsun seni üzeceğini, ve senin yine de onu affetmen gerektiğini öğrendm. Kalbin ne kadar kırılmış olursa olsun, dünyanın senin acılarından dolayı durmayacağını öğrendim. Ve kalbin en kadar darbe görse de en asil intikamın Affetmek olduğunu öğrend
im.İki kişinin tartışmasının, birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediğini öğrendim. Ve tartışmadıkları zamanda sevdikleri anlamına gelmediğini. İki kişinin tamamen aynı olan bir şeye baktıklarında bile farklı şeyler görebildiklerini öğrendim. Seni doğru dürüst tanımayan kişilerin, hayatını birkaç saat içinde değiştirebileceklerini öğrendim. Sevginin koca bir yalan olduğunu sevginin ise tek gerçek olduğunu öğrendim. Beklemeyi öğrendim, ama doğru durakta. Verebileceğin bir şey kalmadığında bile bir arkadaşın ağladığında, ona yardım edebilecek gücü bulabileceğini öğrendim. Canımdan daha kıymetli şeyler olduğunu öğrendim. Seni sevenlerin aslında ne kadar değerli olduğunu öğrendm. En çok önemsediğim kişilerin, benden hep uzaklaştıklarını öğrendim. İnsanları üzmeden ve duyarlı olarak kendi fikirlerini söylemenin çok zor olduğunu öğrendim. Öğrendim ve öğrenmeye devam edeceğim.!!!!!

VAKİT GEÇMEDEN

Daha henüz 18 yaşındaydı ama hayatının sonundaydı. Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere yakalanmıştı. Kahır içinde eve kapatmıştı kendini...Sokağa çıkmıyordu. Annesi, bir de kendisi. O kadardı bütün hayatı... Bir gün fena halde sıkıldı, daya
namadı, attı kendini sokağa...Bir yığın vitrin önünden geçti, tam bir CD satan dükkânı da geride bırakmıştı ki, bir an durdu, geri döndü, kapıdan içeri, gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir genç kızdı tezgahtar... Hani,ilk bakışta aşk derler ya, öyle takılıp kalmı
ştı işte...İçeri girdi. Kız,gülümseyerek koştu ona; "Size nasıl yardım edebilirim?" diye. Nasıl bir gülümsemeydi o...Hemen oracıkta sarılıp öpmek istedi kızı... Kekeledi, geveledi, sonra "Evet!" diyebildi. Rastgele birini işaret ederek; "Evet, şu CD'yi bana sarar mısınız?" dedi. Kız CD'yi aldı, içeri gitti, az sonra paketle geri geldi. Genç kızdan aldı paketi, çıktı dükkündan, evine döndü. Paketi açmadan dolabına attı... Ertesi sabah gene gitti aynı dükkâna...Gene bir CD gösterdi kıza, sardırdı, aldı eve getirdi, attı paketi dolaba gene açmadan...Günler hep alınıp, sardırılan CD'lerle geçti. Kıza açılmaya bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda...Annesi; "Git konuş oğlum, ne var bunda?" dedi. Ertesi sabah,bütün cesaretini topladı, erkenden dükkâna gitti. bir CD seçti. Kız gülerek aldı CD'yi, arkaya gitti paketlemeye. Kız içerdeyken bir kâğıda "Sizinle

bir gece çıkabilir miyiz?" diye yazdı, altına telefon numarasını ekledi,notu kasanın yanına koydu gizlice. Sonra,paketini alıp kaçtı gene dükkândan... İki gün sonra evintelefonu çaldı... Anne açtı telefonu. Dükkândaki tezgahtar kızdı arayan. Delikanlıyı istedi, notunu yeni bulmuştu da... Anne ağlıyordu... "Duymadınız mı?" dedi. "Dün kaybettik oğlumu." Cenazeden birkaç gün sonra anne, oğlunun odasına girebildi sonunda. Ortalığa çeki düzen vermeliydi. Dolabı açtı, oraya atılmış bir yığın açılmamış paket gördü. Paketleri aldı, oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesini açtı. İçinde bir CD vardı, bir de minik not..."Merhaba, sizi öyle tatlı buldum ki, daha yakından tanımak istiyorum. Bir akşam birlikte çıkalım mı?Sevgiler... Jacelyn "Anne, bir paketi daha açtı, onda da bir CD ve bir not vardı: "Siz gerçekten çok tatlı birisiniz, hadi beni bu gece davet edin, artık.Sevgiler...Jacelyn